{ "type": "identify", "data": { "id":"None", "user": { "email": "d41d8cd98f00b204e9800998ecf8427e", "signupDate": "", "gender": "", "permission": "no" } } }
{ "user": { "id":"None", "email": "", "phone": "" } }
{ "user": { "email": "" } }
{ "type": "pageViewed", "data": "" }
{ "type": "gtmStart" }

Kolonya Kaç Derece Olmalı?

Kolonya Kaç Derece Olmalı?

Kolonya Kaç Derece Olmalı?


Son yıllarda farklı koku seçenekleriyle her koku zevkine hitap eder hale getirilen kolonya, çok uzun zamandır toplumda yerleşmiş kültürü de yansıtmaktadır. Hem sosyal bir etkileşim aracı hem de sağlıklı bir dezenfektan olan kolonyalar, farklı dereceler taşıyabilirler. 60, 70 ve 80 derecelik kolonyalar, esansları nedeniyle sıkça tercih edilen kolonyalardır. Eğer kolonyayı yalnızca hoş koku değil, dezenfekte etmek amacıyla kullanmak istiyorsanız 80 derecelik kolonyaları seçmeniz en sağlıklı seçim olacaktır.


Kolonyaların dereceleri içerisinde bulunan alkol miktarına göre değişkenlik gösterir. Bilindiği gibi alkol, steril hale getirme işlemleri için kullanılan en önemli kimyasallardan birisidir. Kolonya, ilk çıktığı günden bu yana içerisindeki alkol sayesinde temizlik hissini kuvvetlendirirken, esans sayesinde de hoş koku veren bir ürün olarak hizmet verir.



Kolonya Nasıl Bulundu?


Kolonyalar bugün farklı esans seçenekleriyle önümüze gelen ürünler olsa da ilk halleriyle tıbbi amaçlarla kullanılmışlardır. Fakat içerisine esans ve farklı malzemeler koyarak kolonyanın atası kabul edilen Eau de Cologne’yi ilk üreten kişinin, İtalyan parfümcü Giovanni Maria Farina olduğu düşünülüyor. Farina 1709 yılında ilk kez bir kozmetik ürünü olarak tasarlamış ve bu esnada Köln’de bulunması sebebiyle bu kozmetik sıvısına “Köln Suyu” adını vermiştir. Kardeşine mektup yazarak bulduğu yeni ürünü heyecanla paylaşan Farina sayesinde kolonya üretimleri başlamış önce Almanya, Fransa ve daha sonra tüm Avrupa’ya yayılmıştır.


Tıbbi bir malzemeden çıkarak bir parfüm haline gelen kolonya uzun yıllar yalnızca hoş limon ve portakal esanslarıyla taçlandırılmışsa da artık ardıç ağacından hanımeline, yaseminden portakal çiçeğine dek pek çok farklı kokuda kolonya bulabilmek mümkündür. Tam da bu nedenle, özellikle toplumumuzda yer etmiş olan kolonya kullanma geleneği daha da büyüyerek kolonyanın bir parfüm olarak kullanılması noktasına gelmiştir.


Kolonyanın Türkiye’ye gelişinin Osmanlı İmparatorluğu döneminde olduğu bilinmektedir. İtalyan parfümcü Farina’nın Osmanlı İmparatoru II. Abdülhamit’in sarayına giderek kolonyayı tanıtmadan önce sarayda kullanılan hoş koku yalnızca gül suyudur. Farina’nın sunduğu kolonya çok beğenilir ve hem saray hem halk tarafından kullanılmaya başlanır. Çok uzun yıllardır ülkemizde, misafirlere bir bardak sudan önce ikram edilen kolonya hem evdekilerin hem misafirin sağlığı için olmanın yanı sıra evin içerisine hoş bir koku vermesi sebebiyle de tercih edilir. Bayramlarda, özel günlerde kapıdan giren herkese ikram edilen bir avuç kolonya, toplumumuzda artık “Hoş geldiniz” demenin karşılığı haline gelmiştir.

Sepeti Temizle

Tüm ürünleri kaldırmak istediğinize emin misiniz?